Astana Seyahatnamesi
24 Mayıs 2010 akşamı Kazakistan'ın yeni başkenti Astana'ya gittik; Yunus Emre Enstitüsü'nün Astana şubesinin açılışı için. Heyette akademisyenler ve bürokratlar vardı. Üç gün Astana'da kaldık. Bu seyahatle ilgili intibalarımı kaydediyorum. Astana, Kazakistan'ın yeni başkenti. Eskiye ne olmuş ki yenisi ortaya çıkmış denilebilir. Eski başkent, Sovyetlerin, Rus varlığının derin izlerini ve demografik ağırlığını taşıyan bir şehirdi. Evet, eski başkent Almata, etkileyici, muazzam bir şehir. Geçen yıl da orada bir gece, iki gün geçirmiştim. Almata, geçen birkaç yüzyıl içinde kendine bir şahsiyet oluşturmuş, kültürel birikimi olan bir şehir. Ne var ki, Rus kültürünün, Rus varlığının, Rus dilinin ağır etkisi altında bulunuyor. Sağa sola dikilmiş, Kazak kültürünü sembolize eden heykeller ve binalar, bu etkiyi silemiyor. Bir de, sınıra çok yakın. Şimdiki Kazak idarecilerinin, Kazakistan'ın ağırlıklı olarak Kazak dili, tarihi ve kültürüne dayanan bir kimlik geliştirmes...