Kimliklerin İfadesi: Türkler, Kürtler ve Başkaları
Hadi böl böl böl, biraz daha böl!
İnsanlar, başka bir toplum tarafından genellikle nasıl tanımlanıyor? Elbette bu konuda ayrıntılı bir çalışmam yok, ama zihnimi şöyle bir yokladığımda insanların genellikle tabiiyetlerine, yani uyruklarına göre, yani tebası oldukları devletin ismine göre veya dinlerine göre tanımlandıklarını söylemek mümkün. Bizim için eskiden Müslüman-Gavur ayrımı din temelli bir kimlik tespitini ifade ediyordu. Bizim gavur dediklerimiz de bizi benzer şekillerde ifade ettiler. Osmanlı kimliği de tabiiyet ifade eden bir kimlikti. Biri Osmanlı Paşası, Osmanlı bürokratı, Osmanlı tüccarı vs. dediği zaman, etnik kökeni ne olursa olsun Osmanlı Devletinin tebası olan, vatandaşı olan bir kimse anlaşılırdı. Biz Fransız dediğimizde Fransa tabiiyetine sahip bir kimseyi anlarız; İngiliz dediğimizde de İngiltere tabiiyetine sahip olanı. Oysa Fransız kimliğini taşıyan kimse, Fransalı bir Breton, Bask, Katalan veya başka bir halka; İngiliz dediğimiz İskoç, İrlandalı, Galli gibi farklı bir etnik kökene sahip olabilir. İranlı dediğimiz, İran vatandaşı olan kimsedir; etnik olarak Fars, Türk, Arap, Beluç, Kürt, Ermeni vs. olabilir. Nice Rus sporcu, sanatçı, bilim adamı vardır ki, hiç de etnik olarak Rus filan değil, Tatar, Başkurt, Oset veya Udmurt halklarından birine mensuptur. Bu, söz konusu kimselerin etnik kökenini yok saymak değil, sadece dışarıdan bakıldığında dikkat çeken aidiyetlerine, yani bir ülkeye ait oluşlarına işaret etmekten başka bir anlam taşımaz.O ülkeye ait oluşun da tarihsel süreç içinde oluşmuş bir adı vardır; tabiiyet kimliğidir bu.
Şimdi düşünüyorum; Londra'da geçtiğimiz hafta meydana gelen yağma ve kundaklama olayları sırasında kalabalık bir şekilde yaşadıkları semtlerdeki dükkânlarını ve evlerini, arabalarını koruyan, bunun için takdir gören Kürtler ve Türkler kimlerdir? İnsanların, siyasi haberleri veren bir televizyonda anılırken tabiiyetlerine göre anılması âdet ise, yani herhangi bir şekilde haber konusu olan bir Tatar'ı veya Başkurd'u veya Oset'i, Udmurt'u, Laz'ı Rus olarak anıyorsak; alışılmış olan böyle olduğu için, vatandaşlık esas alındığı için böyle yapıyorsak, Londra'daki Kürtler kimlerdir, Türkler kimlerdir? Ben şimdi bu haberleri verirken sürekli olarak Türkler ve Kürtler diyen televizyon ve radyoların, gazetelerin haber editörlerine; aşk romanlarıyla edebiyat âlemini sarsan velûd roman yazarı hanımefendiye soruyorum: Türklerin kimler olduğunu az çok çıkarabiliyorum da Kürtler derken hangi devlet vatandaşlarını ifade etmiş oluyorsunuz? Bu 'Kürtler' Irak'ın Kürdistan bölgesinin vatandaşları mıdır? Yoksa siz İran, Irak, Rusya, Suriye, Ermenistan, Azerbaycan ve elbette Türkiye'de yaşayan bütün Kürtleri mi kastediyorsunuz? Böyle değil de, kastınız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kürtler ise, siyasi haberleri vermedeki teamüllerin aksine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ikiye ayırıp Kürtler ve Türkler olarak anons edip durmanız hangi siyasi düşünceye, ideolojiye dayanıyor acaba? Hadi Kürt kökenli vatandaşlarımızı ayırdınız, diğer "Türkler" homojen mi idi? Yani onların içinde etnik kökeni farklı olan, Laz olan, Arap olan, Çeçen olan, Gürcü olan, Çingene olan yok muydu? Bizi niçin daha çok bölmediniz? Lütfen bizi daha çok bölünüz! Bu bahsettiğim etnik kökene sahip vatandaşlarımız adına yalvarıyorum, bu haberlerde onların da adını geçiriniz. Hatta Kafkasyalıları ayrı ayrı yazınız. Çerkezler, Çeçenler, Abhazlar, Ubıhlar hep anılsın. Sadece ikiye ayırmak yetmez. Veya adam gibi gazetecilik yapın, ucuz etnik milliyetçilik şakşakçılığından vazgeçin, olageldiği gibi, devletin vatandaşlarını bu gibi haberlerde vatandaş kimliğine göre ifade edin. Merak etmeyin, siz böyle bir haberde herkese Türk dediğiniz zaman herkes etnik olarak Türk olmuyor.
Ha, bir de şunu merak ediyorum. Londra'yı alt üst eden yağmacılar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsalardı, o zaman da "Türk ve Kürt yağmacılar dükkanları talan etti!" mi diyecektiniz, yoksa uzun olmasın, haber kısa olur diye, "Türk yağmacılar" deyip geçecek miydiniz?
Yorumlar
Teşekkürler.
İsa Kocakaplan
Mustafa Argunşah
ÇANAKKALE'DE,SAKARYA'DA,YURDUN DÖRT BİR TARAFINDA KURTULUŞ MÜCADELESİ VERİLİRKEN;ETNİK KÖKEN AYIRIMI MI VARDI?!BU TOPRAKLAR KÜRDÜN,LAZIN,ÇERKEZİN VE BUNLAR GİBİ NİCELERİNİN KANIYLA SULANIP KURTARILMADI MI?!BU YAZI BİZİ HALA ISRARLA BÖLMEYE ÇALIŞANLARA DERS OLSUN...
SAYGILARIMLA,
EDA OĞUZ
bakalım nereye kadar gidecek bu aymazlık. Türk engin sabrı mı yine böylesine azgınlaştıran gafilleştiren kendini bilmez bildim sananları...
Gerçek ne yazık ki, tam da yazdığınız gibi. Hakikat nasıl olacak zaman gösterecek. farkında olanlar oldukça bu hain gidişatın tarih dönecek elbet bizden yana...
Saygılarımla...
Zühre Demir.
Kaleminize ve zihninize sağlık! Birçoklarımızın duygularına tercüman oldunuz. Bu aymazlıklar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmasam da Türk milletinin bir evladı olmaktan her zaman gurur duymuş bir fert olarak beni hep rencide etmiştir. Aslında bizim aymazların bu ayırımı yapmaları bence tercüme haber vermekten kaynaklanıyor. Zira İngiltere'de Türkler üçe bölünmüştür resmi olarak: Türkler, Kürtler ve Kıbrıslı Türkler. Herhalde burada bağlam dışı olduğu için Kıbrıslı Türklere atıfta bulunmamış muhteremler. Merak buyurmayınız. İngiliz makamları Türkleri sizin tasnif etmiş olduğunuz şekilde bölmenin mümkün olduğunu keşfettiklerinde bizim habercilerimiz de o yönde haber yapacaklardır.
Öğrenciniz olmaktan gurur duyuyorum!
Gökçe Yükselen Abdurrazak Peler
http://www.nethaber.com/video/11568/alman-polisi-turk-cetesini-cokertti.html
http://siyasetstrateji.blogcu.com/pkk-ve-uyusturucu-gercegi/1939839
Çok haklısınız..
İbrahim YILDIRIM