Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Harf Devrimi ve Dil Devriminin Sonuçları Tarihî Arka Planıyla Harf ve Dil Devrimi Üzerine Röportaj ve Soruşturmala r, (Ed. Ercan Köksal, İlmek Yayınları, (2014) İstanbul) adlı kitabın 183-184. sayfalarında yayımlanmıştır. Harf devrimi ve dil devriminin sonuçlarını tartışmadan önce konunun ana kavramlarına birkaç cümle ile dokunmak gerekir. Öncelikle, bunlardan birincisi bir kanun maddesi ile yasal hâle getirilmişken ikincisinin bağlandığı bir kanun maddesi olmamış, zihinsel bir faaliyet alanı olmuştur. Her ikisi de toplumsal yararlar gözetilerek planlanmış, uygulamaya konulmuştur: Okuma yazma oranının artırılması ve böylece toplumun eğitim düzeyinin yükseltilmesi, halk ile devlet/aydınlar arasındaki dilsel kopukluğu giderme  ve böylece toplum kültürünü, bilimini çağdaş toplumlar seviyesine çıkarma...  Satır aralarında okunan amaç ise toplum mühendisliği ürünü olan yeni, seküler, İslam medeniyeti birikiminden uzaklaşmış ve tamamen batılı yeni bir insan tipi yar...
    Alevilere Hakaret Ettiğim İFTİRASINA cevap 30 Haziran 2014 Basın Açıklaması Bugün bazı basın-yayın organlarında, yazarı olduğum bir ders kitabında geçen bir örnekten yola çıkılarak, “Alevi düşmanlığı yaptığım”, “Alevilere dönük ayrımcı söylemlerde bulunduğum” "Alevilere hakaret ettiğim" tarzında haberler yapılmış, sosyal medya üzerinden de bu bilgiler hızla yayılmıştır. Bu haberde yer verilen bilgiler eksik ve yanlış olup gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Kitabımda bana ait Alevileri kötüleyen, yeren, hakaret eden hiçbir ifade yoktur. Bir Türkolog olarak mesleki hayatımın önemli bir kısmını Alevi-Bektaşi kültürünü öğrenmeye adadım. Aleviliği Türk kültürünün ve Türkçenin en temiz korunduğu, yaşandığı ve geleceğe aktarıldığı bir inanç alanı olarak görürüm. Hiçbir yazımda Alevi-Bektaşi inancına sahip olanlarla ilgili olumsuz ifade geçmemiş, tam tersine derslerimde öğrencilerime her etnik kökene, inanç biçimine ve her yaşama tarzına saygıyı öğütlem...

Yunus Ne Hoş Demişsin!

Resim
Yunus, ne hoş demişsin! Büyük sanatçı ve düşünürlerin kendi çağları dışına taşabilen, sonraki yüzyılların insanları tarafından da anlaşılan, sevilen ve âdeta üretmeye devam edenler olduğu kabul edilir. Hemen her toplum böyle sanatçı ve düşünürlere sahip olmakla öğünür; güncel kültür hayatını onların eserlerine yaslanarak kurar; söylemlerinde onları kaynak ve dayanak gösterir. Bu, bizim için de başka türlü değildir. Türk kültürünün önemli isimleri sayalım dediğimizde ilk aklımıza gelenler arasında ise Yunus Emre vardır. Hayatı hakkında pek az mâlumata sahip olunan, günümüze sadece iki eseri gelebilen bir mutasavvıftır Yunus Emre... Peki onu diğerlerinden ayıran, bugünkü kültürel hayatımızın temeline yerleştiren hangi özelliğidir. Yunus Emre, yüzyıllar boyunca aynı şiddette okunarak ve tartışılarak mı günümüze gelmiştir? Bugünkü Yunus Emre algımız bir kurmacaya mı dayanmaktadır? Pek çok mezarı bulunan bu dervişin zihinlerimizde de ayrı ayrı yansımaları var mıdır? Beşir Ayva...